Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) çalışma hayatına ilişkin standartlara yönelik bildirisini, ayrımcılık karşıtı uygulamaları destekleyecek şekilde yeniledi.
Yenilenen bildiri kişilerin HIV statüsünden bağımsız olarak çalışmaya devam etme hakkını teyit ediyor ve çalışanların iş bulma amacıyla HIV taramasından geçmemesinde ısrar ediyor. Standart ayrıca, HIV enfeksiyonuna karşı daha savunmasız olabilecek toplulukların haklarını korumak için hak odaklı bir uygulamaya ihtiyaç duyulduğunu kabul ediyor.
- İşçiler, aileleri ve onların bakmakla yükümlü olduğu kimseler HIV ile ilgili önleme, destek, tedavi ve bakıma ulaşabilir ve yararlanabilir olmal. İşyerlerinde bu hizmetlere ulaşılabilirliği sağlamak için önemli rol oynamalı.
- Çalışanların HIV ile ilgili ulusal programlar ya da işyeri programlarına katılımları ve bu programların oluşturulması ve uygulanmasında rol almaları desteklenmelidir.
- Çalışanlar, aileleri ve onlara ekonomik anlamda bağımlı kimseler özel hayatlarının gizliliğini koruma hakkına sahip olmalı ve bu hak kişilerin kendi HIV durumlarıyla ilgili korumak istedikleri gizliliği de içermelidir.
- Hiçbir çalışandan bir HIV testi alması veya kendi HIV durumunu açıklaması talep edilmemelidir
- İş dünyasında HIV’e karşı alınan önlemler diğer iş, eğitim, sosyal korunma ve sağlık politikalarıyla beraber ulusal gelişim politika ve programlarının bir parçası haline getirilmeli.
- HIV ile yaşayan kimseler statülerinden dolayı işten çıkarılmamalı veya uzaklaştırılmamalıdır. Kişiler sağlık durumları doğrultusunda çalışabilecek durumda oldukları sürece işlerine devam etmeli, hastalık işverenlerin izledikleri yolu yahut işyerindeki ortamı etkilememeli.
- Çalışanlar HIV’in ve tüberküloz gibi hastalıkların bulaşma riskini engelleme amaçlı programlardan faydalanmalıdır
- Bilinen veya tahmin edilen HIV durumuna ya da HIV enfeksiyonuna karşı daha dirençsiz olan bir nüfus grubuna ait olmaya bağlı olmayarak çalışanlar, özellikle iş arayanlar ve iş başvurusunda bulunanlar arasında ayrımcılık veya damgalama söz konusu olmamalıdır.
ILO’nun (International Labor Organization) temel ilkelerini barındıran yazısı aşağıdaki linktedir:
HIV enfeksiyonuna karşı toplumsal bilinç düzeyinin oldukça düşük olması sebebiyle, HIV ile yaşayan bireyler, sağlık durumları başka kişiler tarafından öğrenildiği andan itibaren çeşitli hak ihlallerine ve sosyal izolasyona (yalnızlık) maruz kalabilmekteler. Bu sebeple enfeksiyonun ilk ortaya çıktığı günlerden itibaren hasta mahremiyetine önem verilmektedir.
Anayasa Mahkemesi 2014/19081 başvuru numaralı T.A.A kararının 59. maddesinde, “Anayasa Mahkemesi kararlarında da belirtildiği üzere kişisel veri kavramı -belirli veya kimliği belirlenebilir olmak şartıyla- bir kişiye ilişkin bütün bilgileri ifade eder. Ad, soyad, doğum tarihi ve doğum yeri gibi bireyin sadece kimliğini ortaya koyan bilgilerin değil telefon numarası, motorlu taşıt plakası, sosyal güvenlik numarası, pasaport numarası, öz geçmiş, resim, görüntü ve ses kaydı, parmak izleri, sağlık bilgileri, genetik bilgiler, IP adresi, e-posta adresi, alışveriş alışkanlıkları, hobiler, tercihler, etkileşimde bulunulan kişiler, grup üyelikleri, aile bilgileri gibi kişiyi doğrudan veya dolaylı olarak belirlenebilir kılan tüm verilerin kişisel veri kapsamında olduğu ifade edilmiştir. Dolayısıyla sağlık bilgileri Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan kişisel veri niteliğindedir.
HIV ile yaşayan bir bireyin kişisel veri niteliğindeki sağlık durumu bilgisi kişisel verileri koruma kanunuyla korunmakla birlikte bireyin rızası olmaksızın paylaşılması aynı konuna karşı gelmek ve Anayasa’nın 20. maddesini ihlal etmektir.