Ayıp kavramı hukukta bir malın olağan özelliklerinde eksiklik bulunması halini tanımlamak için kullanılır. Gizli ayıp ise ilk bakışta fark edilemeyen eksiklik olarak tanımlanabilir. Bununla birlikte satıcının bildirdiği niteliklerin malda bulunmaması da ayıp halidir. Malın olağan özelliği olmasa dahi, satıcı bir özelliğin varlığından bahsederek o malı satmış ise bu özelliğin malda bulunması gereklidir. Borçlar Kanunu’nun 223. Maddesinde ayıplı malın el değiştirmesi durumunda ayıplı malı alan kişinin yani alıcının neler yapabileceği hüküm altına alınmıştır. Borçlar Kanunu’nun 223. Maddesi şu şekilde düzenlenmiştir.
Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.
Mülga Borçlar Kanunu’nun 198. Maddesine karşılık gelen 223. Maddede eski düzenlemeye göre açık ayıbı bildirim süresinde değişiklik yapılırken, gizli ayıbı bildirim süresi için “derhal” olarak kullanılan kelime “hemen” e dönüştürülmüştür. Hukukta kullanımları açısından bu iki kelime arasında fark bulunmamakla birlikte “Türkçeleştirme” adına bu değişiklik yapılmıştır. Yani gizli ayıbı ihbar süresinde bir değişikliğe gidilmemiş, gizli ayıbı fark eder etmez, zaman geçirmeksizin alıcının satıcıya bu durumu ihbar etme yükümlülüğü korunmuştur. Bununla birlikte eğer ayıp hile ile gizlenmişse, satıcı ağır kusurlu ise BK m: 225’e göre ihbarın süresinde yapılmadığı savunmasına başvuramayacaktır.
Alıcı Tüketici Konumunda ise
4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 4. maddesine göre eğer alıcı “tüketici” konumunda ise açık ayıbı malın tesliminden itibaren 30 gün içerisinde satıcıya bildirmelidir.
Uygulamadan örnekler verecek olursak;
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 2002/789 E. 2002/2562 K. Sayılı kararında;
Açık ayıplar işin kabulü anında, gizli ayıplar ortaya çıktığında vakıf olur olmaz bildirilmek gerekir. Aksi halde ayıptan ötürü başvuru hakkı düşer.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun (TKHK), “ayıplı mal” ve “ayıplı hizmet” kavramlarını şu şekilde açıklamıştır:
AYIPLI MAL NEDİR?
Ayıplı mal tanımı 6502 sayılı Kanun’un 8. maddesinde yer almaktadır. Buna göre; ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır.
Anılan madde uyarınca ayrıca, (i) ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda, internet portalında ya da reklam ve ilanlarında yer alan özelliklerinden bir veya birden fazlasını taşımayan, (ii) satıcı tarafından bildirilen veya teknik düzenlemesinde tespit edilen niteliğe aykırı olan, (iii) muadili olan malların kullanım amacını karşılamayan, tüketicinin makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar da ayıplı olarak kabul edilir.
Teslim ve montaja ilişkin olarak söz konusu madde aşağıdaki düzenlemeyi getirmiştir:
“Sözleşmeye konu olan malın, sözleşmede kararlaştırılan süre içinde teslim edilmemesi veya montajının satıcı tarafından veya onun sorumluluğu altında gerçekleştirildiği durumlarda gereği gibi monte edilmemesi sözleşmeye aykırı ifa olarak değerlendirilir. Malın montajının tüketici tarafından yapılmasının öngörüldüğü hâllerde, montaj talimatındaki yanlışlık veya eksiklik nedeniyle montaj hatalı yapılmışsa, sözleşmeye aykırı ifa söz konusu olur.”
Ayıplı hizmet, sözleşmede belirlenen süre içinde başlamaması veya taraflarca kararlaştırılmış olan ve objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan hizmettir. Hizmet sağlayıcısı tarafından bildirilen, internet portalında veya reklam ve ilanlarında yer alan özellikleri taşımayan ya da yararlanma amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren hizmetler ayıplıdır (TKHK m.13)
Tüketicinin satın aldığı malda ayıp iki şekilde ortaya çıkabilir (BK m.219):
- Satıcının taahhüt ettiği vasıfların bulunmaması,
- Malın özelliği gereği malda bulunması zorunlu vasıfların eksik olması.
Bunlardan ikinci tür olan yani lüzumlu vasıflarda eksiklik şeklinde ortaya çıkan ayıptan bunun varlığını bilmese dahi satıcı sorumludur.
Ayıp, maddi, hukuki ya da ekonomik eksiklik şeklinde ortaya çıkabilir:
1. Maddi Ayıp: Malda bulunan ve malın tahsis edildiği amaca uygun kullanılmasını engelleyen ayıba veya hizmette hizmetin konusu materyalde veya hizmetin yerine getirilmesi sürecinde meydana gelen ayıba maddi ayıp denilmektedir. Örneğin, satılan halının boyasının birbirine karışması, çamaşır makinesinin düğmelerinin kırık olması, satılan gömleğin yırtık olması, alınan ütü hizmetinin kötü olması.
2. Ekonomik Ayıp: Malın veya hizmetin ekonomik değerini düşüren ayıplardır. Örneğin, satılan bir arabada daha önce bir parçanın boyalı olması.
3. Hukuki Ayıp: Satış konusu maldan veya hizmetten yararlanmayı azaltan veya ortadan kaldıran hukuki eksikliklerdir. Örneğin, imarlı bir arsa olarak satılan bir yerin imarsız çıkması hukuki ayıptır.
Ayıplı mal veya hizmet nedeniyle açılan davalarda görevli mahkeme TÜKETİCİ MAHKEMELERİ’dir.
Ayıplı Mal ve Ayıplı Hizmetten Sorumluluk
Satıcı, malı satış sözleşmesine uygun olarak tüketiciye teslim etmekle yükümlüdür. Satıcı, malın ayıplı olmasından dolayı sorumludur. Satıcı, kendisinden kaynaklanmayan reklam yoluyla yapılan açıklamalardan haberdar olmadığını ve haberdar olmasının da kendisinden beklenemeyeceğini veya yapılan açıklamanın içeriğinin satış sözleşmesinin akdi anında düzeltilmiş olduğunu veya satış sözleşmesi kurulma kararının bu açıklama ile nedensellik bağı içinde olmadığını ispatladığı takdirde açıklamanın içeriği ile bağlı olmaz (TKHK m.9).
Hizmet sağlayıcısı, hizmeti sözleşmeye uygun olarak ifa etmekle yükümlüdür. Ayıplı hizmetten dolayı sorumluluk sağlayıcıya aittir. Sağlayıcı, kendisinden kaynaklanmayan reklam yoluyla yapılan açıklamalardan haberdar olmadığını ve haberdarolmasının da kendisinden beklenemeyeceğini veya yapılan açıklamanın içeriğinin hizmet sözleşmesinin kurulduğu tarihte düzeltilmiş olduğunu veya hizmet sözleşmesinin kurulması kararının bu açıklama ile nedensellik bağı içermediğini ispatladığı takdirde açıklamanın içeriği ile bağlı olmaz (TKHK m.14)
Malın Ayıplı Olması Halinde Tüketicinin Seçimlik Hakları
Malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketici şu seçimlik haklardan birini kullanabilir (TKHK m.11):
- a) Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme (Sözleşmeden dönme bedelin iadesini de içerir),
- b) Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme,
- c) Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme,
- ç) İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme,
Tüketici yukarıdaki haklarını tek taraflı bildirim yaparak kullanabilir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür.
Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi hakları üretici veya ithalatçıya karşı da kullanılabilir. yukarıdaki hakların yerine getirilmesi konusunda satıcı, üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludur. Üretici veya ithalatçı, malın kendisi tarafından piyasaya sürülmesinden sonra ayıbın doğduğunu ispat ettiği takdirde sorumlu tutulmaz.
Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması hâlinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir. Orantısızlığın tayininde malın ayıpsız değeri, ayıbın önemi ve diğer seçimlik haklara başvurmanın tüketici açısından sorun teşkil edip etmeyeceği gibi hususlar dikkate alınır.
Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi haklarından birinin seçilmesi durumunda bu talebin satıcıya, üreticiye veya ithalatçıya yöneltilmesinden itibaren azami otuz iş günü, konut ve tatil amaçlı taşınmazlarda ise altmış iş günü içinde yerine getirilmesi zorunludur. Ancak, Satış Sonrası Hizmetler Yönetmeliği eki listede yer alan mallara ilişkin, tüketicinin ücretsiz onarım talebi, yönetmelikte belirlenen azami tamir süresi (20 gün) içinde yerine getirilir. Aksi hâlde tüketici diğer seçimlik haklarını kullanmakta serbesttir.
Tüketicinin sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim hakkını seçtiği durumlarda, ödemiş olduğu bedelin tümü veya bedelden yapılan indirim tutarı derhâl tüketiciye iade edilir.
Seçimlik hakların kullanılması nedeniyle ortaya çıkan tüm masraflar, tüketicinin seçtiği hakkı yerine getiren tarafça karşılanır. Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca tazminat da talep edebilir.
Ayıplı Hizmet Halinde Tüketicinin Seçimlik Hakları
Hizmetin ayıplı ifa edildiği durumlarda tüketici hizmet sağlayıcısına karşı şu haklardan birini kullanmakta serbesttir:
- Hizmetin yeniden görülmesini isteme,
- Hizmet sonucu ortaya çıkan eserin ücretsiz onarımı,
- Hizmetteki ayıp oranında bedelden indirim,
- Hizmet için ödediği bedelin iadesini de içeren sözleşmeden dönme, haklarından birini sağlayıcıya karşı kullanmakta serbesttir.
Tüketici yukarıdaki haklarını tek taraflı yapacağı bildirimle kullanabilir. Sağlayıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Seçimlik hakların kullanılması nedeniyle ortaya çıkan tüm masraflar sağlayıcı tarafından karşılanır. Tüketici, bu seçimlik haklarından biri ile birlikte Türk Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca tazminat da talep edebilir.
Ücretsiz onarım veya hizmetin yeniden görülmesinin sağlayıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması hâlinde tüketici bu hakları kullanamaz. Orantısızlığın tayininde hizmetin ayıpsız değeri, ayıbın önemi ve diğer seçimlik haklara başvurmanın tüketici açısından sorun teşkil edip etmeyeceği gibi hususlar dikkate alınır.
Tüketicinin sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim hakkını seçtiği durumlarda, ödemiş olduğu bedelin tümü veya bedelden indirim yapılan tutar derhâl tüketiciye iade edilir.
Ücretsiz onarım veya hizmetin yeniden görülmesinin seçildiği hâllerde, hizmetin niteliği ve tüketicinin bu hizmetten yararlanma amacı dikkate alındığında, makul sayılabilecek bir süre içinde ve tüketici için ciddi sorunlar doğurmayacak şekilde bu talep sağlayıcı tarafından yerine getirilir. Her hâlükârda bu süre talebin sağlayıcıya yöneltilmesinden itibaren otuz iş gününü geçemez. Aksi takdirde tüketici diğer seçimlik haklarını kullanmakta serbesttir (TKHK m.15).
Malın Ayıplı Olduğunun İspat Yükü Kime Aittir?
Malın veya hizmetin ayıpsız olduğunu ispat yükü kural olarak satıcı veya hizmet sağlayıcısına aittir. Öyle ki, 6502 sayılı kanun ispata ilişkin tüketici lehine bazı karineler getirmiştir. Teslim tarihinden itibaren altı ay içinde ortaya çıkan ayıpların, teslim tarihinde var olduğu kabul edilir. Bu durumda malın ayıplı olmadığının ispatı satıcıya aittir. Bu karine, malın veya ayıbın niteliği ile bağdaşmıyor ise uygulanmaz.
Tüketicinin, sözleşmenin kurulduğu tarihte ayıptan haberdar olduğu veya haberdar olmasının kendisinden beklendiği hâllerde, sözleşmeye aykırılık söz konusu olmaz. Bunların dışındaki ayıplara karşı tüketicinin seçimlik hakları saklıdır.
Sözleşmenin kurulması aşamasında son derece aşikâr olan ve herhangi bir muayene yapmadan hemen göze batan bir ayıbın varlığı halinde, daha sonra bundan haberdar olunmadığı ileri sürülemeyecektir. Ancak dikkat edilmesi gereken bir nokta, tüketicinin haberdar olduğu ayıplardan farklı bir ayıbın daha sonra ortaya çıkmış olması halinde, satıcı, üretici ve ithalatçının bunlara ilişkin sorumluluklarının her halükarda var olacağıdır. Örneğin satın alınan ikinci el arabanın lastiklerinin aşınmış olduğu tüketicinin bilmesi gereken bir olgudur, dolayısıyla daha sonra bu konuda bir ayıp iddiasında bulunamaz. Buna karşılık arabanın hava yastığının açılmaması, fren sistemi, motor, vites kutusu arızaları gibi arızalar arabanın ikinci el olması ile alakalı bir sorun değildir. Bu hallerde yine bir ayıbın varlığı kabul edilecektir. İkinci el bir arabanın objektif olarak sahip olması gereken bütün özellikleri taşıması gerektiği açıktır (Madde Gerekçesi).
Satışa sunulacak ayıplı mal üzerine ya da ambalajına, üretici, ithalatçı veya satıcı tarafından tüketicinin kolaylıkla okuyabileceği şekilde malın ayıbına ilişkin açıklayıcı bilgiyi içeren bir etiket konulur. Bu etiketin tüketiciye verilmesi veya ayıba ilişkin açıklayıcı bilginin tüketiciye verilen fatura, fiş veya satış belgesi üzerinde açıkça gösterilmesi zorunludur. Teknik düzenlemesine uygun olmayan ürünler ise hiçbir şekilde piyasaya arz edilemez. Bu ürünlere, Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanun ve ilgili diğer mevzuat hükümleri uygulanır (TKHK m.10).
Ayıbın İhbarının Usulü ve Süresi
Kanunun düzenlemesinde ihbarın şeklinden bahsedilmemektedir. Mülga Borçlar Kanunu döneminde istikrara kazanan içtihatlar ile ihbarın şekle bağlı olmadığı bu nedenle sözlü de yapılabileceği tanık dahil her türlü delille ispatın mümkün olduğu kabul edilmiştir. Yeni düzenlemede de ihbarın şekle bağlanmadığı görülmektedir. Bu nedenle gizli ayıbın zaman geçirmeksizin satıcıya ihbar edildiği tanık dahil her türlü delille ispatlanabilir haldedir. Tüketicinin seçimlik haklarını kullanabilmesi için mal veya hizmette ortay çıkan ayıbı satıcıya veya hizmet sağlayıcıya bildirmesi gerekir. Bildirimin içeriği konusunda bir sınırlama olmasa da, bildirim anahatlarıyla maldaki ayıbın bildirilmesi mahiyetinde olmalıdır. Bildirim, yazılı veya sözlü yapılabilir.
6502 sayılı Tüketici Kanunu’nda ayıp ihbarı ile ilgili belirlenmiş bir süre yoktur. Ancak, ayıp ihbarı “uygun bir süre” içerisinde yapılmalıdır(BK m.223). Aldağ Hukuk&Danışmanlık aracılığıyla her türlü ayıp bildirimi (ihbarı) yazılı şekilde yapılmaktadır. Ayıp bildiriminden itibaren, Aldağ Hukuk&Danışmanlık gerek Tüketici Hakem Heyeti aşamasında gerekse de Arabuluculuk ve dava aşamasında en üst düzey hizmeti sağlamaktadır. Her somut olayın özelliğine göre farklı anlamlar taşıyan “uygun süre”den kastedilen tüketicinin ayıbı öğrenmesinden itibaren geçecek olan makul süredir.
Ayıplı Hal Halinde Talep Hakkının Zamanaşımı: Kanunlarda veya taraflar arasındaki sözleşmede daha uzun bir süre belirlenmediği takdirde, ayıplı maldan sorumluluk, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile, malın tüketiciye teslim tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımına tabidir. Bu süre konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallarda taşınmazın teslim tarihinden itibaren beş yıldır. İkinci el satışlarda satıcının ayıplı maldan sorumluluğu bir yıldan, konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallarda ise üç yıldan az olamaz. 6502 sayılı Kanun’un 10. maddesinin 3. fıkrası saklıdır. Maldaki ayıp, ağır kusur ya da hile ile gizlenmişse zamanaşımı hükümleri uygulanmaz.
Ayıplı Hizmet Halinde Talep Hakkının Zamanaşımı: Kanunlarda veya taraflar arasındaki sözleşmede daha uzun bir süre belirlenmediği takdirde, ayıplı hizmetten sorumluluk, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile, hizmetin ifası tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımına tabidir. Ayıp, ağır kusur ya da hile ile gizlenmişse zamanaşımı hükümleri uygulanmaz.
Satın alınan bir menkul ya da gayrimenkul malda olağan bir kontrolle anlaşılamayan bir ayıp sonradan ortaya çıktığında veya sonradan fark edildiğinde, hemen satıcıya bu durumun bildirilmesi gerekmektedir. İspat açısından sıkıntı yaşanmaması için bu bildirimin Aldağ Hukuk&Danışmanlık tarafından noter kanalıyla yapılması en sağlıklı yol olacaktır. Hemen ayıp ihbarında bulunulmaması ise, hak kayıplarına yol açacak ve alıcı, zararını satıcıdan tazmin edemeyecektir.