İş kazalarından doğan tazminat davaları, işçinin iş ilişkisi nedeniyle yaralanması veya ölümü halinde, kendisine veya yakınlarına sorumlu işveren tarafından maddi veya manevi tazminat ödenmesi istemiyle açılan bir dava türüdür.
İş kazasından kaynaklanan tazminat davası, hem asıl işverene hem de tüm alt işverenlere (taşeron) karşı açılabilir. Örneğin, A şirketi, yemek işlerini taşeron olarak B Şirketine vermiş, B şirketi de yemek işlerinin bir kısmını C şirketiyle birlikte yapmışsa; C şirketi işçisinin iş kazası neticesinde ölmesi halinde, müteselsilen ve müştereken ödenmek kaydıyla tüm şirketlere (A, B ve C) karşı iş kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası açılabilir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 13. maddesine göre iş kazası sayılan ve tazminat davası açılabilecek haller şunlardır:
– Bir işverene bağlı olarak çalışan işçinin görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda işçinin maruz kaldığı fiiller iş kazası olup tazminat davasına konu olabilir.
– İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle işçi kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle gerçekleşen her türlü olay iş kazası olarak tazminat davasına konu olabilir.
– İşçinin işverene ait işyerinde bulunduğu sırada uğradığı her türlü bedensel veya ruhsal zararlar iş kazası sayılır. İşçinin ne şekilde yaralandığı veya öldüğünün önemi yoktur. İşçinin maruz kaldığı olay işyerinde gerçekleşmişse, iş kazası olarak kabul edilir ve tazminat davasına konu edilebilir. Örneğin, kalp krizi işyerinde gerçekleştiği takdirde Yargıtay tarafından, sadece bu nedenle iş kazası olarak kabul edilmektedir.
– İşçinin, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında meydana gelen her türlü kaza iş kazasıdır. Uygulamada, bu tarz kazalara trafik iş kazası denilmektedir.
– Emziren kadın işçinin, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda maruz kaldığı kazalar iş kazasıdır.
İş kazası nedeniyle tazminat davasında zamanaşımı, Borçlar Kanunu 146. maddesine göre iş kazasının meydana geldiği tarihten itibaren 10 yıldır.